Kıymetli dostlar geçen hafta sonu Akdeniz’in doğusunda bulunan Hatay da idik…

İlk defa gittiğim ve beni benden alan havasının sıcaklığı insanların tebessümü, samimiyeti görülmeye ve yaşanmaya değer bir şehrimiz. Ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim.

Hatay devleti 23 Haziran 1939 da Ankara da imzalanan anlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin topraklarına iltihak etmiştir.

Hatay’a Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından organize edilen Medya, Kültür Sanat ve Turizm Buluşmalarının Hatay ayağını gerçekleştirmek için gittik.

Bu programa Türkiye’nin muhtelif illerinden 40 gazeteci - yazar arkadaşımız katılım sağladı.

Bu üç günlük gezimizde Hatay da bulunan Tarihi ve kültürel zenginliklerini manen teneffüs edip maddeten temaşa ettik.

Hatay 13 medeniyete beşiklik etmiş çok farklı dinlere ev sahipliği yapmış; tarih, kültür, medeniyet, maneviyât ve daha sayılacak o kadar öne çıkan özelliği var ki anlatılmaz yaşanır bir şehirmiş…

Şahsen ben Hatay’ı gezip görmek için neden bu kadar geç kalmışım diye hayıflandım…

Ah bu kör olası algı yapanlar yok mu? Hatay’ın her yerinde savaş varmış gibi her haberde ismini geçirdiler…

Doğru savaş var lâkin Hatay merkezde ve ilçelerinde değil sınırımızın öte yanında…

Gizemli şehir Hatay’da görmeye doyamadığımız yerlerden kısa kısa bahsetmek isterim.

Kur’ân da bahsi geçen Habib-i Neccar Cami, Harbiye şelaleleri, Dünya’nın ilk mağara kilisesi olan St. Pierre Kilisesi’ Hatay Arkeoloji Müzesi, İpek böceği yetiştiriciliği ve ipek dokuma atölyesi, Uzun Çarşı, Yayladağ çilek tarlası, Samandağ’ı, Titus Tüneli, Kaya Mezarları, Ermeni köyleri, Expo 2021 Hatay Yerleşkeleri, Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın buluştuğu yer, Defne Yolu- Musa

Ağacı’nı, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Batıayaz Yaylası, Şehy Ahmet Kuseyri ve Bâyezîd-i Bistâmî Hz.’nin Kabirlerini ziyaret ettik…

Birde çok güzel bir kültürü öğrendim asi nehrinin hemen kenar mahallesinde dar sokaklarda yaşayan aileler vardı. Akşam vakti canlı yayınımız bitip otelimize dönerken bir Beyle Hanım Efendi sokakta bize bakıyordu.

Selâm verdim burada mı oturuyorsunuz diye sordum, onlar da evet dediler.

Bizi evlerine davet ettiler. Vakit bir hayli geç olmuştu, bizlerde de günün yorgunluğu vardı. Fakat dikkatimi evin kapısının üzerinde ki levha çekti. Levhada Kelime-i tevhid “lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah” yazıyordu.

Ne güzel dedim. Bu levhayı kapı üzerine neden yaptırdınız diye sorunca, beyefendi eskiden Hatay da hacca gidenlerin evlerinin girişine bu levha asılırdı anlardık ki bu aile hacca gitmiş. Diye bizlere açıkladı.

Bizlerde güzel bir adet öğrenmiş olduk. mutluluk verici ve örnek alınacak bir adet…

Hatay toprakları senede 3 hasat alınabilen ender yerlerden, tabiri caizse cennetten bir numune desem yeridir.

Çünkü İncir, nar ve zeytin var bunlarda Kur’ân da cennet meyvesi olarak belirtilen nimetlerden bazıları…

Ayrıca yemek kültürü de oldukça gelişmiş ve bir o kadar zengin 700 den ziyade yemek çeşidi var. Hatta Unesco Hatay’ın gastronomi şehri olduğunu tescillemiş… Ülkem adına mutluluk verici…

Birde Hatay da siyasete örnek olarak şu dikkatimi çekti iktidar ve muhalefet vekillerinin halk için ciddi birlik beraberliği söz konusu “Hatay’sa gerisi teferruat” demeleri örnek alınması gereken bir davranış…

İkinci bir husus ise vekiller seçimden seçime görüşmekten ziyade bölge halkının telefonlarına her dem cevap veriyorlarmış.

Ümit ediyorum bu durum her dem devam eder ve parti - partili gözetmeksizin örnek olur!

Mâ’mâfih o kadar çok yer gezdik ki bana ziyadesiyle huzur veren Kırıkhan da bulunan Bâyezîd-i Bistâmî HZ.’nin Tasarrufunun devam ettiği aşikârdır. Çünkü mekânına gittiğinizde size huzur ve mutluluk veriyor…

Payas Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi kendine hayran bırakan tarihe imzasını atmış mimarların eseri halen ayakta duruşu ve içerisinde oluşturduğu arasta, han, tabhâne, imaret, hamam, cami, hankah (medrese), sıbyan mektebi, iki çeşme ve köprüden oluşan kapsamlı bir yapı görmenizi tavsiye ederim.

Tarımda iyi bir yerde olan Hatay Yayladağ belediye başkanı bizi aldı ilçede bulunan çilek tarlasına götürdü şifadır yiyin dedi. Biz büyük şehirlerde çilek yememişiz… Tadı ve râyihası damağız da kaldı…

Ayrıca Altınözü’ne gitmeyi de unutmayın. Bölgenin en fazla zeytin ağacı olan bu bölgede 7 milyon zeytin ağacı var. Ve burada doğal yollar ile elde edilen zeytinyağını da şiddetle tavsiye ederim…

Altınözü Belediye Başkanı ve Kaymakam beyin beraberce ittifak halinde çalışmaları örnek gösterilmeye değer nitelikte…

Ters ev Türkiye’nin en uzun cam terası çok güzeldi. Mesire alanı ile ilçe gerçekten altın gibi değerli. Emeği geçenlere teşekkür ederim.

Reyhanlı da yeşil gölün kenarında tuzda tavuk yemeyi unutmayın derim…

Her dem söylerim bu tarz illerimizin tanıtımında yerel yönetimlere büyük görevler düşüyor. Hatay büyük şehir belediyesi ve bazı ilçe belediyeler desteklerini esirgememişler bu ziyadesiyle memnun etti…

Bu gezilerimizde her daim ulaşımda destek veren Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin ve yönetimine de husûsen teşekkür ediyorum…

Bu gezide bizi yalnız bırakmayan ağabeylik yapan Hatay birlik vakfı başkanı İhsan Aydeğer ve ekibine de şükranlarımı sunuyorum…

Biz ülke olarak bir olursak mikro milliyetçilik yapmayıp Makro milliyetçilik yapıp söz konusu Türkiye gerisi teferruat dersek bizi kimse yıkamaz. Ben Türkiye’liyim ülkemin her karış toprağını seviyorum insanlarını seviyorum…

Allah’ım sen bizi vatansız bırakma… Vesselâm…